Duymak ve dinlemek birbirine oldukça benzer kavramlar gibi görünseler de aralarında büyük farkları olduğu bir gerçek. İyi bir dinleyici olmak, sadece duyan bir insandan çok daha fazlası olmak demektir. Webtekno’dan Umut Yakar’ın haberine göre; gerçekten dinleyen, iyi bir dinleyici olan insanların hayatta fark yarattıkları 7 özellik.
Özel hayatımızda, iş hayatımızda, arkadaşlarımızla olan sohbetlerde kısaca hayatın her alanında yapılan konuşmaları duyuyoruz, peki, dinliyor muyuz? Duymak ve dinlemek birbirine oldukça yakın kavramlar gibi görünseler de aslında aralarında büyük farkları var. Dinlemek, insanları her anlamda geliştirirken; duymak, yalnızca günü kurtaran bir eylemdir.
İyi bir dinleyici olmak, konuşmanın içinde olmak, konuşan kişiyi teşvik etmek, kazanmayı değil gelişmeyi hedeflemek demektir. Sizin için konunun uzmanları tarafından açıklanan duymak ile dinlemek arasındaki farkları ve dinleyen, iyi bir dinleyici olan insanların öne çıkan 7 özelliğini anlattık.
Duymak yerine dinleyen insanların 7 ortak özelliği:
- Kendilerini kontrol ederler
- Deneyimlere değer verirler
- Yanlış anlaşılmaların önüne geçerler
- Açıklayıcı sorular sorarlar
- Yalnızca kulaklarıyla dinlemezler
- Herkesi dahil ederler
- Konuşulmayanlara da dikkat ederler
Kendilerini kontrol ederler:
Eşiniz, sevgiliniz, patronunuz, ailenizden biri ya da bir arkadaşınız sizi karşısına aldı ve son derece önemli bir konu hakkında konuşuyor. Konuşma esnasında size hiç uygun olmayan hatta sizi sinirlendiren şeyler bile söylüyor. Bu noktada iyi bir dinleyici büyük tepkiler vermek yerine sakin kalır.
Sizinle konuşan kişiye karşı büyük tepkiler vermek, konuşmanın geri kalanını dinlememek ya da konunun ana hedefinden uzaklaşmak yalnızca duyan insanlara özgü bir özelliktir. Duymak yerine dinleyen insanlar sinirlenseler bile anlamaya, makul olmaya, konuya tam olarak hakim olmadan büyük tepkiler göstermemeye çalışırlar.
Ufak bir etkiye büyük bir tepki göstermek hem o an hem de gelecek için belki geri dönülmez sonuçlar yaratabilir. İyi bir dinleyici bunu bilir ve konu ne olursa olsun konuşan kişiyi dinlemeye, onu anlamaya ve tam olarak bahsettiği şeyin ne olduğuna odaklanmaya çalışır.
Deneyimlere değer verirler:
Burada bahsedilen deneyim yalnızca konuşan kişinin yaş olgunluğu ile elde ettiği deneyim değildir. Konuşan kişinin yaşı ne olursa olsun, konuya göre değişen bir deneyime sahiptir ve kurduğu tüm cümleler bu deneyim süzgecinden geçerek gelmektedir.
İyi bir dinleyicinin konuşan kişinin deneyimine değer vermesi demek; anlatılan hiçbir şeye doğru ya da yanlış etiketi koymadan, tüm konuşmayı konuşan kişinin deneyimi doğrultusunda değerlendirmesi demektir. Hayır bu kesinlikle yanlış ya da evet bu kesinlikle doğru gibi yargılar yalnızca duyan kişilere özgü tepkilerdir.
Elbette, bu noktada bahsedilen söz konusu anlatımlar herkes tarafından bilinen ya da bilimsel gerçekler dışındaki konulardır. Konuşan kişi dünyanın düz olduğunu ya da yerçekiminin olmadığını söylüyorsa yanlıştır diyebilirsiniz. Fakat konu nesnel değil de öznel gerçeklikler ise iyi bir dinleyici asla önyargılı olmaz.
Yanlış anlaşılmaların önüne geçerler:
Sonuçta hepimiz insanız ve bazı şeyleri yanlış anlayabiliriz. Özellikle mesajla, görüntülü konuşmayla ya da telefonla yapılan görüşmeler onlarca farklı yanlış anlaşılmaya neden olabiliyor. Yalnızca yüz yüzeyken değil, bu tip farklı iletişim araçlarıyla yapılan görüşmelerde de iyi bir dinleyici, iyi bir okuyucu olmak gerekiyor.
Hızlı ve hararetli bir konuşma sırasında duyulan bir söz, duyan kişinin büyük tepkiler vermesine neden olabilir. İyi bir dinleyici bu noktada konuşan kişiye anladığı şeyi söyler ve konuşan kişinin tam olarak anladığı şeyden bahsedip bahsetmediğinden emin olur. Yani karşılıklı anlaşılan şeylerin doğru olup olmadığını kontrol eder.
Son derece normal gibi görünen bu özelliği uygulamayan insan sayısı bir hayli fazla. Yalnızca duyan kişiler, duyduğu şeyi doğru anlayıp anlamadığını kontrol etmeden alıyor sazı eline. Yanlış anlaşılma durumu ortaya çıkana kadar olanlar oluyor elbette. Bu nedenle iyi bir dinleyici her zaman yanlış anlaşılmaların önüne geçer.
Açıklayıcı sorular sorarlar:
Yalnızca duyan kişiler, konuşan kişi anlaşılmayan ya da anlamadıkları bir şey söylediği zaman geçiştirerek konudan uzaklaşırlar. Fakat dinleyen kişiler konunun daha rahat anlaşılması ve daha kolay açıklanması için detayları ortaya çıkaracak sorular sorarlar.
Konuşan kişi daha önce hiç duymadığınız bir konudan ya da kavramdan bahsediyor olabilir. İyi bir dinleyici her zaman, her konuşmanın gelişim için önemini bilir ve bilmediği konuları geçiştirmek yerine gelişimin önünü açmaya çalışan sorular sorar.
Bu tip açıklayıcı sorular, konuşan kişiyi de açıklamaya teşvik eder ve çok daha verimli bir konuşmanın kapılarını aralar. Açıklayıcı sorular sormak, konuşan kişiye sizin onu dinlediğiniz ve konuşma ile ilgilendiğiniz mesajını verir. Böylece konuşan kişi de yeni bir değer yarattığının ve gelişimin önünü açtığının farkına vararak çok daha olumlu bir konuşma yapacaktır.
Yalnızca kulaklarıyla dinlemezler:
Yapılan araştırmalara göre sağlıklı bir iletişimin neredeyse %80’ini vücut dili oluşturuyor. Konuşan kişinin vücut dilini kullanması kadar dinleyen kişinin kullanması önemlidir. Elbette, iyi bir dinleyici bu durumu jest ve mimiklerinden ziyade gözleriyle belli eder.
İyi bir dinleyici göz temasından kaçınmaz. Konuşan kişiyi dinlediğini bazen göz kırparak, bazen kafasını sallayarak, bazen de yaptığı küçük jest ve mimiklerle belli eder. Dinleyen kişi büyük hareketler yaparak konuşan kişiden rol çalmaz ya da onun dikkatini dağıtmaz.
Tüm bunların yanı sıra ses tonu da oldukça önemlidir. İyi bir dinleyici, yukarıda anlattığımız gibi konuşmaya dahil olabilir. Burada önemli olan nokta; ciddi bir konu hakkında alaycı bir ses tonu kullanmamak ya da eğlenceli bir konuşmanın ortasında ciddi bir ses tonu kullanmamaktır. İyi bir dinleyici, bütün bu sözlü olmayan tepkileri başarılı bir şekilde gösterir.
Herkesi dahil ederler:
Her konuşma, her zaman iki kişi arasında geçmez. Bir iş toplantısında, arkadaş grubu ya da aile arasında yapılan bir sohbette de iyi bir dinleyici olmak önemlidir. Yalnızca duyan kişi kimin ne kadar konuştuğunu önemsemezken, dinleyiciler herkesin konuşmaya dahil olmasını isterler.
İyi bir dinleyici, bir arkadaş grubunda herkesi ilgilendiren bir konu konuşulurken konuşmaya pek dahil olamamış bir kişiyi soru sorarak konuşmaya davet eder ve onu da konuya dahil eder. İş toplantılarında sessiz kalmış yeni bir çalışana fikrini sormak ya da ondan konu ile ilgili ileride bir geri dönüş almak istediğini söylemek de dinleyenler insanların özelliklerindendir.
Grup konuşmalarında; yani bir kişinin konuşup diğerlerinin dinlemediği, herkesin konuşma hakkı olduğu konuşmalarda herkesin dahil olması, fikrini açıklaması verimli bir sohbet açısından oldukça önemlidir. Bunu bilen dinleyici de herkesi dahil ederek, kimsenin kendini dışarıda hissetmemesini sağlar.
Konuşulmayanlara da dikkat ederler:
Konuşan kişiyi can kulağıyla dinlemek, notlar almak, konuyu tam olarak anlamaya çalışmak kadar önemli olan bir diğer şey ise konuşulmayanlara dikkat etmektir. Çünkü herkes bilir ki konuşulanın çok daha fazlası konuşulmayanlarda gizlidir.
Bir konuyu detaylı bir şekilde ele alan bir konuşmada hiç bahsedilmeyen bir şeyler varsa, orada mutlaka önemli bir şeyler vardır. İyi bir dinleyici bunu mutlaka fark eder ve konuşan kişiye konuşmadıkları hakkında da konuşması için sorular sorarak yönlendirir.
Elbette bu durum bir şeyleri gizli tutmak isteyen bir konuşmacı için hoş bir durum olmayabilir ancak iyi bir dinleyici konuşmanın verimli geçmesini ve gelişime katkı sağlamasını istediği için kendi ve tüm dileyicileri düşünerek konuşulmayanlara da odaklanır. Kısaca iyi bir dinleyici; dinleyemediklerini, neden dinleyemediğini de sorgular.