Günümüzde anneler daha önce hiç olmadığı kadar çalışma hayatının içinde. Ancak çalışan anne olmak iş ve ev yaşamları arasındaki dengeyi sağlamak bazen oldukça güç oluyor. Çoğu zaman suçluluk duygusu yaşayabiliyorlar ve bu da stres düzeylerini artırıyor. Yapılması gereken şey, annelik ve iş yaşamı arasında bir denge oluşturmak ve daha sonra düzenli ve disiplinli bir biçimde bu dengeyi korumak.
Annelik ve iş yaşamı arasındaki dengeyi kurmak için suçluluk duygusundan da uzaklaşmanız gerek. Önemli olan çocukla 24 saat değil, “nitelikli” vakit geçirmek.
Eve iş getirmek
Eve iş getirmemek ve vakti organize bir biçimde kullanmak bir diğer önemli konu. Çocuk uyuduktan sonraki zamanı da iş için değil, kişisel ilgi ve hobiler için ve eşlerle birlikte değerlendirmek gerek. Eşlerle geçirilen zamanı da nitelikli kılmakta fayda var. Örneğin, çocuklar olmadan baş başa yemek veya kahve ritüelleri oluşturulabilir. Çoğu insan evliliği olduğu gibi yaşıyor ve böylece heyecanını yitiriyor. Halbuki evlilik de herhangi bir organizma misali beslenmek, ilgi ve sevgiyle büyütülmek ister. Çalışan bir anne, programlı ve organize yaşam tarzı içinde evliliğine de yatırım yapmanın yollarını bulacaktır.
Çalışan annelerin bazı şeylerden feragat etmesinde fayda var. Kıyafetlerin jilet gibi ütülü olması arzu edilen bir şeydir ama en azından bir süre nevresimleri ütülemeseniz de olur. Yani ev işlerinde eski alışkanlıklarından bir kısmını terk etmeniz gerekecek. Bu noktada, ev işlerinin eşler arasında adilane paylaşımı önemli. Bunu da birbirini kırmadan yapmanın yolu, iyi bir iş bölümü yapmaktan geçiyor. Kimin hangi işten sorumlu olacağı birlikte kararlaştırılmalı ve centilmenlik anlaşmasını kimse ihlal etmemeli!
Mükemmeliyetçilik
Feragat edilmesi gereken bir diğer büyük alışkanlık ise mükemmeliyetçilik! Kusursuz yemekler yapamayabilirsiniz. Akşam yemeğinde masayı birbirinden leziz ve çeşitli yemeklerle donatamayabilirsiniz. Ev biraz dağılabilir. Misafirlerinize mahcup olabilirsiniz. Mükemmeli bu konularda aramamalısınız. Asıl mükemmel olan şey, sizin bir anne olmanız ve İlahi bir emanet olan yavrularınızın olması. Mükemmeliyetçi değil, affedici olun… Öncelikle de kendinizi affedin… Affetmek çok iyi gelecek size…
Bırakın yılları, günler geçtikçe, çocuğunuzun eskiyen hallerini özlediğinizi fark edeceksiniz. Öyleyse, önemli olan onunla geçirdiğiniz zamanın mahiyeti ve niteliği.
Titizlik Takıntısı
Titizlik takıntısından da kurtulmak gerek. Ülkemizde hala pek çok salon “misafir odası” olarak ayrılmakta ve koltuk takımlarının üzeri örtülerle kapatılmakta. Misafire bir “görüntü” sunmak yerine her ânı yaşama dâhil etmeyi seçmek gerek. Koltuk takımlarınız ilk günkü gibi gıcır gıcır olsa bile, önünde sonunda, modası geçecek! Üzerindeki lekelerde ise anılarınız yaşayacak.
Yetersizlik duygusuyla baş edebilmek için çalışan anneler biraz da kendilerini şımartabilirler. Çalışan anne olmak zordur ama herkes çalışan bir anneyi parmağı ile gösterir. Çalışan bir anne, çocuğu için de iyi bir rol modeldir aynı zamanda. İş disiplini ve ahlakı ile rol modeldir her şeyden evvel. Çalışan bir annenin çocuğu bilir ki, annesi çalışkandır ve sorumluluk sahibidir.
Çalışan bir anne esnek ve spontandır. Öyle uzun uzun düşünmeye vakti yoktur ve bundan dolayı, pratiktir. Anlık çözümler üretebilir. Katı tutumları yoktur, kolay uyum sağlar. Bu esneklik ve uyum kabiliyeti, çalışan annenin örgütleme becerilerini de geliştirir.
Sonuç olarak, her güçlükle birlikte bir kolaylık vardır. Bize güç gelen şeyler aslında biz farkına bile varmadan bizi güçlendirir. Çalışan bir anne olmayı, yaşamı tek bir anda hissedebilme fırsatına dönüştürün. Çalışan anneler aslında, sadece iş ile ev arasında bir denge kurmuyor, hayatın her alanını ve anını bir dengeye oturtuyor. Bu açıdan düşünüldüğünde, çalışan anneler yaşadıkları güçlüklere rağmen, ruhsal bakımdan bir bütünlük hissine oldukça yakınlar. Yeter ki bunun farkında olsunlar…