Uzman Psikolog Fatma Torun Reid çalışan annelere, “Çocuğunuza az zaman ayırdığınızı düşünerek kendinizi kötü hissetmeyin. Onlarla kaliteli zaman geçirmeye çalışın. Unutmayın, her şeyi mükemmel yapmak zorunda değilsiniz” önerilerinde bulunuyor.
Çocuklar her zaman anne ve babanın ilgilenmesini ister. Ancak geleneksel toplumlarda bu ilgi daha çok anneden bekleniyor. Toplumda daha çok söz söylemeye başlamasına rağmen kadınların bazı sorumlulukları hiç değişmiyor. Ev dışında çalışan annelerin kalan zamanlarını çocuklarıyla geçirmesi ve ev işleriyle uğraşması gerektiği yönündeki algı da bunlardan biri. Bazı anneler için bu süreç diğer destekçilerle daha rahat atlatılsa da herkes aynı fırsata sahip olamıyor. Bu durumda çalışan anneler ne yapmalı, çocuklarıyla ilişkileri nasıl olmalı, kimlerden destek almalı? Bu ve benzer soruları cevaplayan Uzman Psikolog Fatma Torun Reid’e göre, ister evde ister ev dışında çalışan anne olsun, öncelikle çocuğuyla geçirecek zamana ihtiyacı var. Bunu sağladıktan sonra o zamanı nasıl değerlendirdiği önemli. Yani çocukla birlikteyken zamanı geçiştirmek değil, onun yaratıcılığını, gelişimini destekleyecek oyunlar oynamak, ebebeyn- çocuk ilişkisini besleyen etkinlikleri yaratmak gerekiyor. İşte Reid’in önerileri:
Hayata pozitif bakın
Çalışan anne olarak çocuğunuz ile az zaman geçirdiğinizi düşünerek kötü hissetmeyin. Yeterli zamanı yaratmak kadar o zamanı nasıl değerlendirdiğiniz de önemli. Beraber olduğunuz sürede, zamanı sadece yapılması gereken görevler ile değil, çocuğunuzu ve ilişkinizi besleyecek keyifli oyun ve aktivitelerle değerlendirin.
Destek sisteminizden yararlanın
Çalışan anne zamanı daha iyi yapılandırma ve kullanma becerisine sahiptir ama her anne gibi destek sistemine ihtiyacı var. Eşinden ve aile büyüklerinden göreceği destek ve devletin sağladığı doğum sonrası izinler anneliği besleyen en önemli kaynaklar. Almak istediğiniz destek karşısında beklentilerinizde tutarlı ve net olun. Başta eşiniz olmak üzere, destek sisteminizi oluşturan yakınlarınızın gayretini görün.
Hayatınızda stres ve kaygıyı azaltmaya çalışın
Mümkünse bebeğinizin ilk yıllarında çalışma temponuzu düşürün. Eğer meslek kaybınız söz konusu değilse, işinize iki-üç yıl ara verin ya da yarı zamanlı çalışın. Annenin çocuğunu emanet ettiği kişiye güvenmesi çok önemli. Anneanne veya babaanne gibi aile büyükleri dışında çocuğa bakan kişinin güvenilir olması annenin kaygısını azaltacak en önemli faktör. Diğer bir stres kaynağı çalışan annenin (baba için de geçerli) iş yeri ile evi arasındaki mesafenin uzak olması. Büyük şehirlerde trafikte geçirilen zaman gerçekten önemli bir sorun. Mümkünse evin iş yerine yakın olmasını sağlayın. Bu şekilde saatlerce trafikte kalmak yerine daha kısa sürede eve gelip kendinize ve çocuğunuza zaman yaratabilirsiniz.
Mükemmeliyetçi olmayın
Mükemmelliyetçilik sinir ve gerginlik yaratır. Her şeyi mükemmel yapmak zorunda değilsiniz. Özellikle hem işteki hem de evdeki “görevlerini’’ eksiksiz yerine getirmeye çalışan mükemmelliyetçi anneler, bir süre sonra sinirli ve gergin bir insana dönüşebiliyor. Sorumluluklarınızı ve önceliklerinizi iyi değerlendirin. Önemli ve acil olanlara öncelik verin. Enerjinizi dengeli kullanın.
Kendinize zaman ayırmayı unutmayın
Kendinize günlük, haftalık, aylık nefes alma sahaları yaratın. Bu bir günlük tempolu yürüyüş sporu, bir kahve molası veya eşiniz ile yaptığınız bir aktivite olabilir. Unutmayın ki bebeklikten yetişkinliğe çocuğunuzun her zaman sizin desteğinize ihtiyacı olacak. Bu yüzden hem kendiniz, hem çocuğunuz ve evliliğiniz için her şeyden önce sağlığınızı koruyun. İşten eve geldiğinizde ilk 15 dakikalık zaman dilimini kendinize ayırın. Bu süreçte eşinizden veya evdeki diğer yetişkinlerden destek alın. Bu önerim babalar için de geçerli.