Şirketlere yönelik eğitmenlik, danışmanlık ve mentorluk hizmeti veren Selin Kılıç, “Ülkemizde kadın olmanın zorluğunun yanı sıra, çalışan – üreten, evli ve çocuklu bir kadın olmanın zorluğu tarif edilemez.
Kadının evlilikle birlikte sorumluluk artışı ve doğumla gelen destek ihtiyacı için kolaylaştırıcı çözümler üretilmeli. Babalık izni bunlardan ilki, ülkemizde bir kaç kurum ciddi babalık izni ve hakları vererek öncü davranışlar sergiledi. Örnek olmasını diliyorum. Doğum sonrasında kadının iş hayatına geri dönüşü ve adaptasyonu için de çalışmalar yapılmalı.”dedi.
Kendi işini kuran kadınlar serimizde sizleri bugün kendi işini kurarak şirketlere eğitim, danışmanlık ve mentorluk hizmeti veren Selin Kılıç ile tanıştırmak istiyoruz.
İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Ekonometri ve Anadolu Üniversitesi Halkla İlişkiler bölümlerinden 2003 yılında mezun olan girişimci kadın Selin Kılıç, 2017 yılına kadar bankacılık sektöründe çalıştı. Kobilere danışmanlık ve rehberlik konularıyla ilgili projeler hazırlayan Kılıç, satış, iş gelişme ve sistem kullanımı temelinde iç eğitmenlik yaptı. Digital Bankacılık, Girişim Bankacılığı, Kadın Bankacılığı ve çeşitli ürün geliştirme projelerinde yer alarak uzmanlaştı.
Selin Kılıç, 2017 yılından itibaren ise kendi şahıs şirketini kurarak serbest çalışıyor. Kobi danışmanlığının yanı sıra kadın girişimcilere gönüllü mentorluk ve eğitim desteği de veren başarılı kadın girişimci Selin Kılıç, İşte Kadınlar’ın sorularını yanıtladı.
SELİN KILIÇ KİMDİR?
Nerede, kaç yılında doğdunuz, hangi okullarda eğitim aldınız? Medeni durumunuz nedir?
Kendimi tanıtırken kısaca eğitmeye ve eğitilmeye, öğrenmeye ve öğretmeye aşık diyerek başlayalım derim. Tabii bir de bildiğimiz klasik hikaye var. 01.08.1981 tarihinde Şişli’de doğdum. İstanbul Üniversitesi Ekonometri mezunuyum, yandal olarak Halkla İlişkiler okudum, şimdi de Sosyal Medya Yöneticiliği okuyorum çünkü içinde bulunduğumuz dünyada anı yakalamak oldukça önemli ve bunun en iyi aracısı sosyal medya kanalları. Evliyim ve 2.5 yaşında Rana isminde bir kızım var.
Kariyer yolculuğunuz nasıl ilerledi, yıllara göre hangi şirketlerde hangi görevlerde bulundunuz, şimdi hangi şirkette hangi pozisyonda çalışıyorsunuz. Hangi alanda uzmansınız, özellikleriniz neler, kısaca anlatır mısınız?
Üniversiteden yeni mezun bir çoğumuzun olduğu gibi, kurumsal hayatın büyüsüne kapılıp, Yapı Kredi Bankası’nda çalışmaya başladım (2004-2008). 2008- 2017 yılları arasında Türk Ekonomi Bankası’nda Kobi Bankacılığı Portföy Yöneticiliği yaptım. KOBİ Rehberlik ve Danışmanlık konusunda özel uzmanlığım ve çalışmalarım mevcuttur. 2013 yılında kurumiçi eğitmenlik yapmaya başladım. Çok sayıda müşteri deneyimi ve ürün geliştirme projelerinde danışmanlık yaptım. Büyükveri analizi konusunda yaptığım çalışma ile KOBİ TV de yer aldım . Satış, en güçlü uzmanlık alanım. Aklımın bir yerini hep eğitmen olmak kurcalarken ben 15 yıla yakın bankacılık yaptım. Amaç her daim fark yaratmak ve asla yılmamaktı. Sonunda da kendi hikayem açısından zirvede bıraktım diyebilirim.
Kurumsal hayatta merkez noktam KOBİ’ler ve KOBİ’lere Rehberlik ve Danışmanlık yapmaktı, şimdi buna kendi firmam ile devam ediyorum. Bunun yanında İnovasyon ve İş Geliştirme, Girişim Bankacılığı ve Kadın Girişimciler ilgi ve yetenek alanım.
Şimdi 3 yıl önce firmasını kuran bir kadın girişimciyim.
Şirketinizin adı nedir, kendi işinizi kurmaya hangi yıl, nasıl karar verdiniz, neden bu şirketi kurdunuz, hangi alanlarda hizmet veriyorsunuz? Tam olarak örneklerle tarif ederek anlatır mısınız neler yapıyorsunuz? Nasıl bir fark yaratıyorsunuz?
Kurumsal hayat içinde oldukça başarılı, hedef odaklı bir çalışandım. Birçok projede cesaret ve varlık gösteriyordum, eğitmenlik yapıyordum, yeni teknolojilerle gemiyi yönetiyordum, yüksek performans eğitimleri alıyordum ve sunumlarım kurum genelinde yayınlanıyordu. Her şey aslında iyi gibiydi, yine de hayallerimle gerçeklerimin uyuşmazlığı altında yaşamak zaman geçtikçe zorlaştı. Asıl sebebi şu, günümüzde insanların gönlünde yatanı destekleyen, alkışlayan ve yürü arkandayım diyen hiç kimse yok ya da bulması zor diyelim. Bana gelince, ben o desteği ve yüreği bulduğum için yürüdüm.
2017 yılında kurumsal hayatın üzerine tek bir çizgi çizerek kendi firmamı kurdum. Freelance eğitim, danışmanlık ve dentorluk veriyorum. Eğitim tarafında kurumsal firmalar ile, danışmanlık ve mentorluk alanlarında ise özellikle KOBİ ve girişim firmaları ile çalışıyorum. Birebir mentorluk yaptığım firmalar ile özellikle satış ve inovasyon alanlarında harika sonuçlar alıyoruz.
Ayrıca girişimcilerin yolcuğunda yol arkadaşı olma mottosuyla yürüttüğüm ‘Eyvah, Patron Oluyorum!’ isimli bir projem var. Kişisel yolculuğunda dönüşüm, değişim arayışı ile başlayan, girişimcilik için atılacak ilk adım ve sonrasında ileri dönem girişimler için satış – pazarlama konuştuğumuz bir dizi eğitim buluşması yapıyorum. Gerçekleştirdiğimiz buluşmalara zaman zaman alanlarında profesyonel dostlarımı da davet ediyor, şirket kuruluşunun mali boyutları, dijital pazarlama, hibe ve teşvikler, dijital markalaşma gibi konularda da uzmanlarıyla tanışmalarını ve bilgi almalarını sağlıyorum.
Tüm bunların yanında özellikle Kadın Girişimcileri konu alan STK ‘arda gönüllü mentorluk ve eğitmenlik yapıyorum. En son ‘Eyvah, patron oluyorum !’ buluşmasının tüm gelirini İstismara Uğrayan Çocuklara destek olmak için çalışan bir STK ‘ ya aktardık.
SUDAN ÇIKMIŞ BALIK GİBİYDİM
Şirketi kurarken hangi çekinceleri, zorlukları yaşadınız, nasıl başa çıktınız? Hibe, kredi kullandınız mı? Şirketiniz bugün hangi noktada? Ödülleriniz, fonlardan yatırımcılardan desteğiniz var mı?
Kurumsal hayattan ayrıldığımda tabiri caizse sudan çıkmış balık gibi hissettim. Şirketi kurdum, faaliyete geçme aşamasında evrenin bana verebileceği en büyük yetkinlik seviyesini aldım, anne olacağımı öğrendim. Aslında tüm maceram burada başladı.
Bir çocuk sahibi olmanın masalsı dünyasına girdiğimde, iş hayatından epeyce uzak kaldım. ‘Çocuk da yaparım kariyer de’ diyebilmek için bir yıla yakın zaman geçmesi gerekti. Ama ben durmadım, kendimi güncelledim, yapmayı en iyi bildiğim şeyi yaptım, okudum. Karnım burnumda eğitimlere, seminerlere, sertifika programlarına koştum. Bir ara sanatçı kimliğim var mı acaba diye bile denedim, olmadı. Sanırım en önemlisi bugün network dediğimiz en büyük sanal gerçekliği gözden geçirme fırsatı buldum.
Sonra ilk eğitim sınıfına girdiğimde iş hayatında mutluluğu yakaladım, net bilgi.
Hizmet sektöründe çalışmanın sermayesi kişisel yetkinliklerimiz olduğundan herhangi bir hibe, teşvik veya yatırımcı desteği ihtiyacı duymadım.
ÇALIŞAN ÇOCUKLU KADIN OLMANIN ZORLUĞU TARİF EDİLEMEZ
Bir kadın olarak sizin gözlemleriniz deyenimleriniz neler, kadınlar iş hayatında hangi engellerle karşılaşıyor? Birkaç maddeyle sıralar mısınız? Tanık olduğunuz veya yaşadığınız enterasan durumlar var mı?
Bugün Dünya Ekonomik Forumu’nun Türkiye araştırmasını incelediğinizde ülkemizin kadın – erkek eşitliği konusunda 145 ülke içerisinde 130. Olduğunu görüyoruz. Aynı işi yapan bir erkek kadına göre yüzde 20 daha fazla kazanç elde ediyor. Daha da ilginç olan şu ki üst düzey yönetici olarak çalışan 10 kişiden sadece 1 I kadın .
Bekar bir beyaz yakalı çalışanken bu istatistikleri anlamakta güçlük çekiyordum. Dünyada mevcut trendler ile cinsiyet eşitliğinin yaklaşık 2100 yılında sağlanması beklenirken, ülkemizde kadın olmanın zorluğunun yanı sıra, çalışan – üreten, evli ve çocuklu bir kadın olmanın zorluğu tarif edilemez. Kadının evlilikle birlikte sorumluluk artışı ve doğumla gelen destek ihtiyacı için kolaylaştırıcı çözümler üretilmeli. Babalık izni bunlardan ilki, ülkemizde bir kaç kurum ciddi babalık izni ve hakları vererek öncü davranışlar sergiledi. Örnek olmasını diliyorum. Doğum sonrasında kadının iş hayatına geri dönüşü ve adaptasyonu için de çalışmalar yapılmalı.
Ve kadınların bu yolda yalnız yürümek zorunda kalmalarını asla kabul etmiyorum. Ailem ve yakın sosyal çevrem, sıkı takibimin etkisiyle özellikle kadın girişimcileri seçerek çalışıyorlar. Bugüne kadar hiçbir ürün ya da hizmet alımında sorun yaşamadım. Benim gibi kurumsal hayat tecrübesi olan kadınların da hiç çalışma tecrübesi olmayıp sıfırdan başlayan kadınların da ciddi desteğe, moral, motivasyona ihtiyacı var. İş dünyasında kadınların sezgileri müthiş bir avantaj ama zaman zaman birazcık duygusal tarafımız da ağır basabiliyor ki bu da gelişime açık alanımız.
Sonuç olarak kadın kobi ve girişimcilerle çalıştıkça şunu gördüm, network denilen ağ sadece fayda sağlamak amaçlı kurulunca uzun yıllar sonra bile olsa çökmeye mahkum ama önce faydayı sağlayan olmayı amaçlarsanız sistem size karşılığını fazla bekletmeden sunuyor.
Kadın dayanışması ile iş kontakları kurmak ve sosyal sorumluluk ceketini giymek bizleri hem bireysel hem ticari anlamda hep daha ileriye taşıyor, bu gerçek.
Kurumsal firmalarda gerçekleştirdiğim eğitimlerde özellikle iş hayatının başlangıcındaki genç arkadaşlarla buluştuğumuzda hikayelerini merakla dinlemeyi tercih ediyorum. Her grupta en az 1 genç kadın arkadaşım önceki kurumsal olmayan işyerinde sözlü ya da yazılı taciz yaşadığını anlatıyor. Daha düşük ünvan veya ekonomik koşullar sunulsa da bu sebepten ötürü kurumsal şirketlere geçmeyi tercih ediyorlar.
EŞİTLİK BİR DÖNÜŞÜM MESELESİ
Kadın istihdamında daha fazla kadının yer alması için kadınlara ve erkeklere bir çağrıda bulunur musunuz?
Kadın istihdamında gerçekleşecek artış ekonomik gelişim için kıymetlidir. Bu bir cinsiyet ayrımı meselesi değil bir dönüşüm meselesidir. Ve kadın istihdamını kısıtlayan engellerin kaldırılması için görev en başta erkeklere, sonrasında kamuya, özel sektöre, yerel yönetimlere, stk lara düşmektedir. Burada öncü ve başı çekecek olanlar toplumda saygınlık ve ün kazanmış iş kadınlarıdır. Konunun geri kalanında ise gelir ve eğitim düzeyi ne olursa olsun, toplumun en küçük biriminde dahi ticaret yapılırken kadının kadına desteği tümevarım yaratacaktır.
Eğitim ve gelişim alanında ise iş bizlere düşmektedir. Fark yaratacağımız her noktada kadın işgücünün bilgi arayışını gidermek görevimizdir.
Hepsinin yanında öncelikle alışkanlıklarımı değiştirmemiz gerekiyor. Erkekler networking, istihdam yaratma ve birbirine iş paslama konusunda kadınlardan çok daha etkin. Örnek olarak 20 yıldır halı saha maçı yapan bir grubu olan eşimi ele alalım. Ekip biraraya geldiğinde birbirlerini iş anlamında ciddi destekliyorlar. Hepsi farklı sektörlerden oluşan yaklaşık 40 kişilik bir grup ve birbirlerine katma değer yaratıyorlar. Kadınlar olarak biraraya geldiğimiz buluşmalarda, genelde günlük yaşantımız, moda, erkekler , çocuklar gibi üst başlıklarımız var. Sıra yaptığımız işe ya en son geliyor, ya da hiç gelmiyor. Bunu değiştirecek olan yine bizleriz. Bu alanda geliştireceğimiz bir minicik dokunuş kelebek etkisi yaratacak , hepimiz için faydalı olacaktır.
ONLINE EĞİTİMLERDEN YARARLANIN
Girişimci olmak isteyen kadınlar hangi engellerle karşılaşıyor, onlara tavsiyeleriniz neler olur?
Benim için çok kıymetli bir kadın yazar, ‘cesaretli olmaya korkmamak değil, korkudan tir tir titreyerek de olsa ilerlemek deniyor…’ demiş. Ben yola 3 yıl önce çıktım, bu süre içerisinde özellikle pandemi sürecinin etkisiyle online eğitim, workshop, webinar çalışmaları çok arttı. Bu imkanları doğru kurumlardan, doğru insanlardan alarak ilerlemelerini tavsiye ederim. Klasik kurumların yeterliliklerinden uzak kalmakta ve farklı bakış açısı yakalamakta fayda var. Bunu söylerken birçok kurumdan eğitim alın demiyorum, çünkü günün sonunda o da bir karışıklık ve yetersizlik hissi doğuruyor.
Gelecekte dünya teknoloji ve sanat üzerine kurulu olacak, trendleri takip etmek, zamanı yakalamak her alanda başarıyı otomatik olarak getirecek. Yola yalnız çıkmayın ama her daim yolda kalın demek istiyorum çünkü girişimci olmanın en güzel yanı bu yolda olma hali. Konuyu asla vazgeçmeyeceğim Samuel Beckett sözüyle tamamlamak istiyorum. ‘Hep denedin, hep yenildin. Olsun! Yine dene. Yine yenil. Daha iyi yenil.’
Her daim girişimcilik yolunda yürüyen dostlarımla yolda karşılaşmak dileği ve ümidi taşıyorum.
KADIN DEĞİŞİRSE DÜNYA DEĞİŞİR
Başka kadınların öğrenmesi, rehber olması için yaptığınız işle ilgili, uzmanlığınız olduğu konuda birkaç püf noktası paylaşır mısınız?
Hangi alanda olursa olsun dönüşüme, değişime, gelişime ihtiyacı olan kadınlarımız işe kendilerini tanımakla başlasınlar. Kadın değişirse dünya değişir. Yola çıkmaya karar veren önce biriktirmeye başlasın. Önce para tabii, ardından ilişkiler, kişisel marka ve en önemlisi kendini biriktirmek geliyor.
Eksik görülen noktalarda uzmanından danışmanlık almak hızlıca sonuç almak açısından çok kıymetli .
En önemli püf noktası ise adanmışlığı ve motivasyonu sorgulamak. Insan motivasyonuna tutunarak imkansızı başarabilir.
HİBRİT ÖĞRENME MODELİ GELİŞTİRİYORUZ
Pandemi nedeniyle işiniz nasıl etkilendi, sorunlarınız neler? Evinizde iş bölümü var mı? Pandemi sonrası için işiniz açısından planlarınız neler?
İş ve gelir anlamında en çok etkilenen sektörlerden biri eğitim oldu tabii. İlk vaka bilgisi ile birlikte kurumsal eğitimler anında durduruldu. Çevik dönüşümle hareket edip kendimizi güncellemek için bir fırsattı , ben yararlandım. Eğitimler online platformlara taşındı, şimdi hibrit öğrenme modelleri geliştiriyoruz. Yeniden sınıf içi buluşmalar başladığında bunlar online çalışmalarla desteklenecek, yeni normal asla eski normal gibi yüzyüze buluşmalarla sınırlı kalmayacak.
Eğitmek, konuşmak, anlatmak, yüreklenmek, yüreklendirmek bir enerji aktarımı meselesi. Ben bir Aslan Burcu kadınıyım. Kafama koyduklarımın arkasından giderken yoluma çıkan engelleri aşmayı görev bilirim.
Evimde iş bölümü kısmı için eşimin başarılı bir erkek olduğunu söyleyebilirim. Ülkemiz için ise evde iş bölümü biraz göreceli bir kavram , ülkemizde ev ile ilgili işler tamamen kadına yüklenmiş durumda. Erkek çocuklarını yetiştirirken ev işlerine yardım öğretilmiyor, haliyle aile kurulduğunda kadın – erkek rolleri peşinen belirlenmiş oluyor. Ve erkeğin desteği ‘kadının ana görevlerine yardımcı olmak’ la kısıtlı kalıyor.
Pandemi sonrasında iyi bir başlangıç yapabilmek için evde olduğumuz bu dönemde kaynak okuma, iletişim kurma, podcast dinleme, çeşitli kaynakları sondajlama gibi fırsatları iyi değerlendirdim. Sonucunu bolca üreterek aldım. Eğitimler karma bir hal alıyor, pandemi sonrasında hem online hem yüzyüze çalışmalar ile ilerliyor olacağım.
NEREDEN ÇALIŞILDIĞININ ÖNEMİ YOK
Pandemi sonrası sizce nasıl bir hayat ve ekonomi düzeni bizi bekliyor olacak, neler değişecek veya değişmeli?
Ekonomik aktivitelerin pandemi öncesi sürece dönmesi için sadece ülkemiz değil , dünya genelinde 1.5 yıl gibi bir süreye ihtiyacımız olacak. Nisan – Mayıs 2022 en iyimser öngörü tarihi.
Değerlere dokunmak, değer yaratmak, bu konuda gelişim göstermek krizin bize ilk öğrettiklerinden, bu durum girişimcilik ekosisteminin önünü açar. Her alanda liderlik ve üst düzey yöneticilik vasfı taşıyanların kişisel ve yönetsel koçluk alanlarına eğilmesi, kriz yönetimi konusunda ise çok özel çalışması gerekiyor.
Şunu gördük ki, evden çalışarak da başarı elde edebiliyoruz. Özellikle kurumsal şirketler bu dönemde yaşanan zorunlu evden çalışmanın sonuçlarının oldukça verimli olduğunu gözlemledi. Dünya yenilenirken sınırlar ve kurallar yeniden yazılıyor. Verimli performans ölçümleri alındıkça kimin, nereden, nasıl çalıştığının bir önemi yok.
Değişim – Dönüşüm günümüzün en önemli kavramı, bir an önce bu akımı yakalamalı ve nerede hangi işi yapıyorsak yapalım iş hayatındaki kadınlar olarak kendi artırılmış gerçekliğimizi yaratmalıyız.
Size bana ve tüm kadınlara bir ses bir nefes olduğunuz için çok teşekkür ederim.
Kaynak : http://www.istekadinlar.com