Sonbahar kış aylarında grip mevsimiyle birlikte artabileceği öngörülen koronavirüs tehlikesi, ikinci dalga uyarıları, dünyada bir günde elde edilen rekor vaka sayıları ve “Acaba karantina günlerine geri döner miyiz?” düşüncesi artık hayatımızın bir parçası. Koronavirüsle gelen dijital değişim birçok sektörde iş tanımlarının yeniden yapılandırılmasına neden oldu. Görüşmeler, toplantılar, eğitimler çeşitli görüntülü iletişim platformları üzerinden yapılmaya başladı. Stiletto’dan pofuduk terliğe, kumaş pantolondan eşofman altına geçişe bahane oldu. Pandemi ile hayatımıza giren uzaktan eğitim sürecinde de, çocuklarımızın okula geç kalma, servise yetişme gibi endişeleri kalmadı. Ne kadar da toz pembe… Öyle mi acaba?
Çalışan anne ve babaları önümüzdeki eğitim öğretim yılında farklı süreçler bekliyor. Özellikle şu an uzaktan eğitim söz konusu iken, ebeveynlerin kafasında “Çocuğuma ben işteyken kim bakacak?”, “Büyüklerimin desteğini almak istersem sağlıklarını riske atmış olur muyum?” gibi sorular belirmekte. Gerçek şu ki, hiçbirimiz süreci öngöremiyoruz. Öngöremediğimiz durumlarda daha fazla kaygılanıyoruz. Şu aşamada yapabileceğimiz en verimli şey, günümüz için belirlenen kurallara elimizden geldiğince uymak. Virüsün yayılımını önlemeyi başarmak önümüzdeki eğitim öğretim yılının planlandığı ölçüde verimli geçmesine yardımcı olacaktır.
Eğer çocuğunuzun siz işteyken nasıl evde kalacağını veya kimin bakacağını organize edebildiyseniz şanslı annelerdensiniz… Şimdi gelelim hem çocukların hem de ebeveynlerin adapte olmaya çabaladığı yeni süreçte neler yapabileceğinize?
Öğrenmenin her ortamda devam eden bir faaliyet olduğunun farkında olun.
Öğrenme, çocuk için her an devam eder ve çocuklar için tüm dünya bir öğrenme alanıdır. Okul ortamında belirlenmiş bir müfredat ile kontrollü bir öğrenme ortamı sağlanır. Evde ve doğada zaman geçirebileceğimiz bu dönemde de çocuklarımız için öğrenilebilecek pek çok bilgi ve edinilebilecek pek çok beceri vardır. Dayanışma, sorumluluk, zorlukların üstesinden gelme, farkındalık her zaman gerekli becerilerdir. Bu dönemi bir kayıp olarak değil; farklı becerilerin edinildiği bir dönem olarak görülmeli..
Uzaktan Eğitimde Çocukların Çalışma Ortamı Nasıl Düzenlenmeli?
Iglo Architects Kurucu Ortağı Mimar Esen Akyar Karoğlu çocuk odasındaki çalışma bölümünü uyuma ve oyun köşelerinden ayrıştırmanın oldukça önemli olduğunu dile getiriyor ve ekliyor: “Çalışma bölümü uyku ve oyun bölümlerinden araya bir kütüphane koyarak ayrılabilir.”
Özellikle birkaç çocuğun veya ebeveyn ve çocuğun aynı odada çalışması durumlarında çalışma ortamını kişiselleştirmenin odaklanmaya faydalı olacağını belirten mimar, masalar arasına bir paravan veya bir perde çekilerek kişisel çalışma alanları yaratılabileceğini sözlerine ekliyor.
Esen Akyar Karoğlu’na göre çalışma ortamının kurgusunu yaparken bir diğer dikkat edilmesi gereken nokta ise mekanda kullanılan renkler. Çocuğun sakin ya da hareketli olmasına göre farklı renk seçimleri yapılabileceğinden bahseden mimar, mavinin konsantrasyon artırıcı ve sakinleştirici, kırmızının ise konsantrasyon arttıran ve uyarıcı bir renk olduğunu dile getiriyor. Daha büyük yaştaki çocuklar için koyu füme renginin de çalışma mekanlarında kullanılabileceğini belirten Esen Akyar Karoğlu üzerine yazılıp silinebilen boyaları da tavsiye ediyor ve ekliyor: “Bu sayede çocuk duvarı bir planlama panosu olarak kullanabilir ya da arada karalamalar yapıp rahatlayabilir.”
Aktivite Zamanları da Düşünülmeli
Çocuklar, özellikle ilkokul çağında olanlar, öğrenim gördükleri ve ders çalıştıkları zamanlar dışında aralarda oyun zamanına ihtiyaç duyarlar. Mimar Esen Akyar Karoğlu’na göre evde onlar için eğlenceli olacak oyun ve aktivite köşeleri düzenleyerek boş zamanları da ekran başında geçirmelerine engel olmak ve bedensel olarak aktif ve eğlenceli zaman geçirmeleri için uygun ortamı hazırlamak da oldukça önemli.
Evde Yapabileceğiniz Eğlenceli Aktiviteler
Eğitim uzmanlarından ailelere uyarılar:
Kendinizi çocuğunuzun öğretmeni rolüne sokmayın.
Bu durum rol karmaşası yaratır. Sizin rolünüz rehberlik eden ve gerekli öğrenme ortamını sunan olmaktır. Öğretmenlik zor ve aşkla yapılması gereken bir meslektir. Bu dönemde çocuğunuzun öğretmenliğini yapmanıza değil süreci yönetmenize ihtiyacı var. Ailesi olarak gerektiği zaman destek olabileceğinizi bilmeye ve güvene ihtiyacı var. Özel bir durumu yoksa çocuğunuzun yanına oturarak ders çalışmayın; destek olmak yerine müdahaleleriniz ile onun kendi öğrenme sürecine zarar verirsiniz. Öğrenme sevgisini destekleyin ve merak ettiği konularda araştırma yapmasını teşvik edin. Öğrendiklerini sizle paylaşsın. Sorduğu soruları bazen cevaplayın bazen de onun cevaplarını bulması için yol gösterici olun.
Her güne dair planınız ve rutinleriniz olsun.
Bu, eğitimcilerin her zaman vurguladığı bir konudur ancak bu dönemde bunu özellikle yapmamız gerekiyor. Bir salgın tehdidi ile karşı karşıyayız ve bizim kontrolümüz dışında yaşamlarımız değişiyor. Kontrol edemeyeceğimiz unsurları kontrol etmeye çalışmak “kaygı”yı artıran en önemli unsurlardan biridir. Bu nedenle bu dönemde kendiniz ve çocuğunuz için kontrol edebileceğiniz unsurlara odaklanmak yararlı olacaktır. Günlük yaşamınızda meydana gelen değişiklikler olabilir ancak her gününüz için bir planınız olsun. Rutinler oluşturun.
Bu planı birlikte yapın. Ofiste çalışan ebeveynler planı akşam oluşturabilir ve gün içerisinde yeterince iyi uygulandıysa akşam çocuğunuzla keyifli vakit geçirmek için bir etkinlik planlayabilir.
Aşırı yapılandırılmış bir plan oluşturmaktan kaçının ve çocuğunuzun özelliklerini dikkate alarak bu planı oluşturun. Unutmayın; en iyi plan, uygulanabilir olandır. Planda öğrenme saatlerine yer ayırdığınız gibi diğer sorumluluklara ve eğlenceye de yer ayırın.
Evde öğrenmenin okulda öğrenmeden farklı bir yapıda olduğunu kabul edin. Bire bir okul saati kadar günlük ders saati içeren planlar oluşturmaktan kaçının.
Çocuğunuzun canının sıkılmasından korkmayın.
Hatta canının sıkılmasına izin verin. Kişi canı sıkıldığında gerçek ilgi alanları neler ise onlara yönelip kimse yönlendirmese de bir şeyler yapmaya başlar. Evde çocuklar nasıl zaman geçirecek; ne yapacağız diye endişelenmekten vazgeçin. Bu dönem onun kendi ilgi alanlarını fark etmek ve gözlemlemek adına bir fırsat bile olabilir.
Yaşanabilecek çatışmaları siz yönetmelisiniz.
Bu dönemde sınırlı bir ortamda yoğun vakit geçirmek ebeveynler ve çocuklar arasında çatışmalara neden olabilir.Öncelikle bu çatışmaları yönetecek ve çözebilecek kişinin siz olduğunuzu unutmayın. Çocuğunuz henüz sizin bilgi ve deneyimlerinize sahip değil. Ancak çok dürüst ve sizde gözlemlediği bir durumu size çok net bir şekilde ifade edebilir. Ebeveyn olarak durumlara tepki değil; cevap verin. Yani söyleyeceğiniz söz, ağzınızdan öfke ile çıkmasın. Neyi hangi duygu ile söylediğinizin ya da yaptığınızın farkında olun. Sadece bir an durun. Es verdiğiniz birkaç saniye çocuğunuz ile olan ilişkinizi değiştirebilir.
Teknoloji kullanımı amaca uygun ve sınırlı olsun.
Uzaktan eğitim sürecinde çocuklarımız teknolojiyle zaten iç içe olacaklar. Öğrenme süreçleri haricinde teknoloji kullanımları ile ilgili kurallarınız olsun ve bu konularda tutarlı olun. Teknolojinin kullanım amacı, içeriği ve süresi önemlidir. Eğer siz sınır çizmezseniz çocuklar kendilerini kontrol etmekte zorlanabilirler. Çocukların her dediklerini yapan ebeveynlere değil onları koruyacak sınırları yapıcı bir dille çizen ebeveynlere ihtiyacı vardır.
Aşırı kontrol etmeye çalışmayın.
Çocuğunuzu kontrol edilmesi gereken biri olarak görmekten vazgeçip hayata dair rehberlik etmeniz gereken bir birey olarak görün. Kontrol etme duygusuyla sürekli eksik ve hatalara odaklanıp çocuğunuzu sık sık eleştirip düzeltirsiniz. Sürekli eleştiren bir ebeveyn de bir süre sonra çocuk tarafından duyulmamaya başlar ya da çatışmalar yaşanır. Her durumda çocuğun özgüvenini zedeler. Unutmayın sizin konuşmalarınız onun hayatı boyunca kafasında duyacağı iç konuşmalarına dönüşecek. Hata yapmaktan endişelenen, her şeyi mükemmel yapmaya çalışan ebeveynler olmaya çalışmak sizi gergin ve kontrolcü yapar. İlişkinizin eğlencesini kaçırmayın. Hataların öğrenme sürecinin bir parçası olduğunu hatırlayın. Ebeveyn olarak kendi hatalarınıza ve çocuğunuzun hatalarına karşı hoşgörünüz olsun.
Son olarak çocuğunuzla dersler dışında da zaman geçirmeye dikkat edin. Fırsat buldukça açık havaya çıkın; hareket etmesine izin verin. Kitap okuyun. Gereksiz haber kirliliğinden çocuğunuzu ve kendinizi koruyun. Sağlıklı ve umutlu kalın.