3 yaş ve altındaki çocuklar rutin olarak ebeveynlerine bağlıdır; sürekli birlikte olmak isteyebilir, yakın olmadığında veya onu göremediğinde ağlayabilir ve ebeveynlerinin dikkatini başkalarıyla paylaşmak zorunda kaldıklarında mutsuz ve agresif olabilir.
Beslenme, uyku, sevilme, korunma gibi temel ihtiyaçlarının giderilmesi açısından bakım verenine yüksek oranda bağlı olan bu yaşlardaki çocuklar temel ihtiyaçlarının karşılanacağını fark ettiklerinde ve buna dair güven duygusu geliştirdiklerinde; diğerleri ile ilişki kurmaya, oyun oynamaya ve keşfetmeye, özgürce hareket etmeye başlar. Bağlanma figürü olarak güven merkezi olan annenin tahmin edilebilir ve rahatlatıcı olması sayesinde çocuklar güvenli davranış örüntüleri geliştirir. Bunun aksi olarak bakım verene -genellikle anneye- bağımlılık ise; çocuğun kendini güvende hissetmemesi sonucunda rahatlayamama ve kaygılı olması ile ilgili görülmektedir. Çocuk için çevresindeki kişi ve olaylar tahmin edilebilir ve anlaşılır olmadığı ölçüde onay aramaya, rahatlatılmaya ihtiyaç duyar ve kendi fikirlerini oluşturma, bakım verenden ayrışmaya karşı direnç gösterir.
Tüm bunlara ek olarak; gelişim sürecinde çocuklar belli durumlar için sıklıkla hep aynı ebeveynini tercih edebilir. Bu durum, çocukların özgür seçimlerini yapabildiklerinin bir kanıtı, bağımsızlıklarını göstermelerinin bir yolu veya anlamlandırma ve içselleştirme sürecinde rutinleri oluşturma sayesinde kontrolü elinde tutma isteği olarak yorumlanabilir.
Anne Bu Durumda Nasıl Davranmalıdır?
Yeni doğan, hayatta kalabilmek için özellikle temel bakım vereniyle -anneyle- derin ve duygusal bir bağ kurar. Bebeğin acıktığında karnını doyurmak, altını ıslattığında bezini değiştirmek, onu şefkatle sevmek, huzursuzlandığında tensel temas ile sakinleştirmek gibi fiziksel ve duygusal ihtiyaçlarını fark edip gereği kadar destekleyen anne ile bebek arasında güvene dayalı oluşan bu bağ, gelişim sürecinde bebeğin altıncı ayda ek gıdaya başlaması, bir yaş civarında yürümeye başlaması, iki yaş civarı dil gelişimi ile diğerleriyle kurduğu ilişkilerin artması gibi her yeni beceride bakım vereninden bir adım daha uzaklaşmasına neden olacaktır.
Gelişim dönemi boyunca bakım verenin çocuğun ihtiyaçlarını fark edip talep ettiği ölçüde ona sunarak, birçok alanda gelişim gösteren çocuğun adım adım kendisinden ayrışmasına izin vermesi, bu süreçte teşvik etmesi, yeni bilgi ve becerilerini denemesi için alan açması ve cesaretlendirmesi çocuğun güvenli bir şekilde anneden ayrışmasında önemli rol oynamaktadır.
Örneğin; parka gittiğinde bir yandan oyun oynarken diğer yandan annesini ara ara göz ucuyla kontrol eden çocuğa karşı uzaklaşmak ve aradaki mesafeyi güvenilir kılan bir tutumda kalmak, yeni deneyimlerine, heyecan ve mutluluk duygusuna ortak olmak, onu cesaretlendirmek, zorlu durumlarda yerine yapmaktansa ufak yönlendirmeler ile kontrolü ve başarma duygusunu kendisine bırakmak; çocuğun rahatlıkla oyununa odaklanmasına, diğerleriyle ilişki geliştirmesine ve rahatlamasına ve özgüveninin artmasına yardımcı olacaktır.
Bebeğin, temel bakım verenini öncelikle fiziksel ancak iç dünyasında da yanında hissederek kurduğu güvenli bağ ile onun sevgisini ve güvenini hissetmesi aracılığıyla; büyüdükçe yalnız başına uyuyabilmesi, oyun oynayabilmesi, okula uyum sağlayabilmesi, diğerleriyle güvenilir ilişkiler kurabilmesini sağlayacaktır.
Anne Bu Durumda Neler Yapmamalıdır?
Çocuğun anneye bağlanması ve bağımlı hale gelmesi arasında; güvenli bağlanma için oldukça önemli olan anne duyarlılığına dayalı çok ince bir çizgi bulunmaktadır. Bu durum; bebeklerin ihtiyaç duyduklarında gösterdikleri sinyallere zamanında ve tutarlı olarak cevap vermek olarak belirtilebilir.
Bunun aksine; bebeğin isteklerini veya ihtiyaçlarını ifade etmedikleri halde, örneğin acıktığına dair herhangi bir sinyal göndermediği durumda, annenin bebeği yedirmesi; oyununa eşlik istemediği halde parkta nasıl oynayacağı, nasıl davranacağı, kiminle oynayacağı konusunda yönlendirmeler yapması gibi davranışlar bağımlılığa yol açar.
Bebeği acıktırmamak, susatmamak gibi fiziksel ihtiyaçlarını ifade edebileceği fırsatlar vermemek, isteklerini ve tercihlerini söylemesine alan açmamak, istemediği durumlar karşısında huzursuzluk, öfke duygularını çıkarmasına izin vermemek ve bu duyguları kabul etmemek önemli riskler barındırır.
Annenin çocuğun mesajlarına fırsat vermemesi ve bu mesajları çocuğun ihtiyaç ve istekleri perspektifinden değerlendirmemesi; onun anne olmadan ihtiyaçlarını karşılayamayacağı, karar veremeyeceği, hata yapacağı algısına yol açar. Ayrıca çocuğun bakım verenden sağlıklı bir şekilde ayrışmasına engel olurken öte yandan çocuğun bağlılığı bağımlılığa dönüştüğü durumda; diğer bakım veren için sevilmeme ve yetersizlik duygularına da neden olabilir.
Çocuğun farklı ihtiyaçları için farklı ebeveynleri ile ilişki içinde olmasına izin verilmesi ve teşvik edilmesi, kendi seçimlerini yapması, seçimlerinin sonuçları ile ilgili düşünce ve duygularının anlaşılması ve her durumda çocuğun koşulsuz kabulüne yatırım yapılmalıdır.
Anneye Bağımlı Çocuk için Önemli Öneriler
- Güvenilir ve tutarlı olun: Yeni veya zorlu durumlarda çocuklarda bir miktar kaygı oluşabilir ve size daha yakın olma isteği görülebilir. Bu gibi anlarda; özellikle duygularına ayna olmak, ihtiyaç duyduklarında yardım isteyebilecekleri kadar yakın mesafede kalmak ancak kendi tecrübelerini kazanabilmeleri için bilgi ve becerilerine güvenerek deneme yapmalarına teşvik ederek uzakta kalmak önemlidir.
- Davranışlarınız ile model olun: Çocuklar ebeveynlerin gösterdiği sözel ve sözel olmayan birçok tepki sayesinde durumlara korkutucu, tehlikeli gibi anlamlar yükler. Zorlu ve olumsuz bazı durumlar karşısında nasıl tepki verdiğinizi de model alır. Çocuğun yaşadığı olumsuz duygular karşısında aceleci davranmak; onun yerine sorunu çözmek ya da olumsuz duyguları yaşamasına izin vermeden sakinleştirmeye çalışmak çocuğun ayrışmasına ve ilgili becerileri geliştirmesine engel olacaktır.
- Çocuğunuzu ve duygularını anlamaya çalışın: Her insanın biricik olduğunu kendinize hatırlatarak çocuğunuzun kendisine özgü becerilerini ve isteklerini öncelikle fark etmeye çalışın. Duygularını anlamlandırma ve ifade etmede zorlandıkları için; sadece duygularını isimlendirmek, kimi zaman bunun normal olduğunu hatırlatmak ve baş edebileceği ufak alanlar açmak çocuğun belli durumlarda hissettiği duygularına sahip çıkmasına ve bununla gerçekçi baş etme yöntemleri geliştirmesine, kendisine güveninin artmasına izin verecektir.
- Planınızı önceden haber verin, açık bir iletişimde olun: Çocuğun bilişsel kapasitesine uygun olarak yeni durumlar, planlar konusunda açıklayıcı ve yeterli bilgi verin. Bu gibi konuşmalarda yukarıda değinildiği gibi kendi duygularınıza dikkat edin. Çocuklar sizlerin yüz ifadeniz, mimikleriniz ve davranışlarınızdan ne hissettiğinizi okuyabilir ve durumun kendisi için tehlikeli olduğu sonucuna varabilir. Evden ona görünmeden çıkmak ya da işe giderken hemen döneceğinizi söylemek, okula ilk başladığı günlerde ben burada olacağım hep seni bekleyeceğim diyerek uzaklaşmak gibi doğru ve gerçekçi olmayan söylemler; çocuğun size karşı olan güvenini kırar, belirsizlikler, örtüşmeyen bilgiler doğmasına sebep olur ve böylece yükselen kaygıyı azaltmak ve rahatlamak için size daha çok bağlanmaya başlar.
- Çocuğunuza yaşına uygun görev ve sorumluluklar verin ve teşvik edin: Çocuğun gelişimine ve yaşına uygun şekilde verilen görevler, kendi bilgi ve becerilerinin farkına varmasını, baş etme becerilerinin gelişmesini, güven duygusunun artmasını ve böylelikle bağımsız birey olmasını sağlayacaktır.
- Kendi düşünce ve duygularınızın farkında olun: Çocuğunuzla ilgili durumlarda aklınızdan geçen düşüncelerin ve duygularınızın hangi durumla ilişkili olduğunu anlamaya çalışın. Kimi zaman aklınızdan geçenlerin kendi bağlanma örüntünüz, kaygılarınız, geçmiş deneyimleriniz ile ilgili olduğunu fark edebilirsiniz. Böyle durumlarda daha gerçekçi ve işlevsel düşüncenin ne olabileceğini keşfetmek faydalı olacaktır.
- Zenginliği yayın, görevleri paylaşın: Tüm eğlenceli ebeveynlik görevlerini üstlenmediğinizden emin olun. Eşinizi, çocuğunuzun heyecanla beklediği bazı şeylerden sorumlu tutarak birlikte eğlenceli zaman geçirmelerini ve çocuğunuzun farklı kişiler ile keyifli ilişkiler geliştirmesini sağlayın. Örneğin; parka gitmek, uykudan önce masal okumak, sabah kahvaltısı için hazırlık yapmak, boyama için yürüyüşe çıkarak yaprak toplamak gibi..
- Yönlendirme yapın: Çocuğunuzun bazı ihtiyaçlarına dair yardım talebini eşinize yönlendirin ve bu sırada müdahale etmekten kendinizi alıkoyun. Böylelikle hem çocuğunuz farklı kişilerden destek almayı, farklı ilişki dinamiklerini deneyimlerken; diğer yandan baba-çocuk ilişkisi gelişerek diğer bakım verenin babalık deneyimi ile ilgili olumlu anlamlandırmalar kazanmasına yardımcı olursunuz.
- Sevgi ve ilginizi göstermeye devam edin: Annenin yukarıda bahsedildiği gibi yönlendirmeler ile kısa molalar vermesi, duygularını düzenlemesine yardımcı olurken diğer yandan belli anlarda tercih edilmeyen ebeveynin geri çekilmeden, vazgeçmeden orada olduğu mesajını, istekli olduğunu sözel ve davranışsal olarak göstermesi aradaki yeni bağın oluşmasına katkı sağlayacaktır.
- Yeni bir iz bırakın: Çocuğun ilgi ve isteklerini takip ederek farklı kişiler ile yeni alanlar açmasını sağlayın. Özellikle diğer bakım veren kişilerin (baba, anane, babaanne, bakıcı) çocuk ile arasında özel bir bağ oluşmasını sağlayacak paylaşımlarda bulunması önemlidir. Bu bazen fışfış kayıkçı, ce ee oyunu, saklambaç gibi oyunlar, bazen birlikte bulutlara şekil vermek, gece yıldızları saymak, yeni bir yeri keşfetmek, bir aktiviteye başlamak gibi eğlenceli ve yeni rutinler oluşturmak olabilir.