Bekçi Anne Sendromu Nedir?

Bekçi Anne Sendromu Nedir?

Bekçi Anne Sendromu Nedir?

Anne olmak, çocuk dünyaya getirmeye karar verildiği anda başlayan bir serüvendir. Hamilelik, doğum, bebekle ilk temas ve hayat boyu bakım ile de devam eder. Bu serüven boyunca birçok deneyim elde edilir, sevmek ve sevilmenin verdiği haz yaşanır, bazen zorluklarla başa çıkmak gerekir ama annelikte hiç değişmeyen bir şey vardır ki, o da çocuğa en iyi bakımı verme isteğidir.
Anne tüm bunları tecrübe ederken neyi, nasıl, ne kadar doğru yapabileceğim diye sürekli bir endişe hali içindedir. Normal düzeyde endişelerimiz hayatta her zaman bizim için koruyucu olduğu gibi aslında annelikte de bize destek olur.

Fakat bu endişe fazla kaygılanma haline dönüştüğünde özellikle annelerde kontrol etme isteği oldukça artmaktadır.

Son dönemde nasıl ki, çocuklarla ilgili farklı gelişim dönemlerine ait farklı sendromlar türediyse, anne babalar için de farklı sendromlar ortaya çıkıyor.
Bunlardan biri de “Bekçi Anne Sendromu”

-bence babalar üzerinde de çalışılmalı bu konu. Ama öncelikle sürece dahil olmaları gerekiyor elbette.-

Peki nasıl anlaşılır bu sendrom?

Anne olarak kendinizi gözlemlediğinizde;

• Sizin dışınızdaki kişilerin çocuğa bakamayacağını mı düşünüyorsunuz?

• Çocukla baba ilgilendiğinde beslenme, uyku, tuvalet bakımı gibi işlerde doğru yapması için sürekli yönerge mi veriyorsunuz?

• Dışarı çıktığınızda, evde çocuk ile ilgilenen kişi yeterince çocuğun yanında mı diye düşünmekten kendinizi alamıyor musunuz?

• Kısa süreli de olsa çocuktan ayrı kalmanız gereken zamanlarda huzursuz hissedip sürekli telefonla arama ihtiyacı mı duyuyorsunuz?

• Çocuğunuzla ilgilenmek dışında yaptığınız her şeyde kendinizi suçlu mu hissediyorsunuz?

• Çocuğunuz sizden ayrılma yaşlarına geldiğinde (yatak ayırma, okula başlama, arkadaşlarıyla vakit geçirme vb.) hissettiğiniz duygular olumsuz yönde mi? İhanete uğramış, kaygılı, yalnız… Bu gibi durumlar yaşıyor ve çocuk için en iyisini yalnızca sizin doğru yapacağınızı düşünüyorsanız bekçi anne sendromu yaşıyor olabilir misiniz?

Bekçi anne sendromu, anneliği bir görev olarak görüp, gerekenden fazla korumacı tavırla çocuğa yaklaşan ve bakımı tamamen üstlenen, babanın herhangi bir sorumluluk almasına izin vermeyen durumlardan dolayı var olan bir kalıptır.

Annenin ev, aile ve çocuk bakımının tümünü kendi alanı olarak benimsemesi ve bu alanda tıpkı bir kapı bekçisi gibi yer alarak babayı bu kapının dışında tutması; babanın evdeki her konuda alanını düzenleyen kişinin yine annenin olması annelik bekçiliği olarak tanımlanabilir. Bu durumda anne, baba-çocuk iletişimine negatif yönde etki ederek sınırlandırmalar getirir ve çocuk bakımında olması gereken iş birliğinin önüne geçer.

Modernleşme süreci ile roller daha eşit dağılmaya başlasa bile bazı ailelerde sendrom olarak adlandırdığımız fazla korumacı tavrın getirdiği bekçi anne durumu ortaya çıkmaktadır. Anneler sorumluluğu elden bırakma konusunda direnmekte, doğal olarak eşitlikçi olmayan sorumluluk ve görev dağılımını devam ettirmektedir. İş birliği ile devam eden ebeveynlikte çocuk aile tarafından alacağı sevgi ve bakımı bir bütün olarak alır ve bu da çocuktaki aile bütünlüğü algısının gelişimine katkı sağlar. Çocuğa sevgi, ilgi, bakım verirken bunları nasıl yansıttığımız, gerçekten niyetimizin ne olduğu çok önemlidir.

Bekçi anne olarak tanımladığımız anne rolünde, çocuğun kendisinden farklı bir kişi olmasını kabul etmeyen, (anneanne/babaanne veya baba dahil)fazla kaygılanan ve çocuğun bir birey olmasına izin vermeyerek, çocuğun gelişimine engel olan bir rol ortaya çıkar.

Anne Bekçilik Görevi Üstlendiğinde Çocuğun Gelişimine Etkileri

Bebeklikten itibaren çocukların bakımı yerinde, zamanında ve gerektiği kadar karşılandığında çocuk kendini güvende hisseder. Fakat anne fazla korumacı, müdahaleci ve engelleyici bir tutum sergilerse çocuğun kendine olan güveni zarar görür ve kaygı düzeyinde artış gözlemlenebilir, aslında sorun annenin kendi kaygısıdır. Çocuk bu durumda kendisini güvende hissetmez ve anneye bağımlı olarak yetişir. Kendisi sorumluluk almak zorunda kaldığında ise, nasıl davranacağını öğrenemediği için kaygıyı yoğun olarak hisseder.

Anne, ebeveyn olmanın gerektirdiği sorumluluğu baba veya bakım veren başka bir kişi ile paylaştığında hem kendi zamanından ve enerjisinden çalmaz, hem de baba-çocuk iletişimine katkı sağlayarak çocuğun daha güvenli hissetmesine, baba tarafından da önemsendiğinin farkına varmasına yardımcı olur. Anne, babanın sorumluluklarını da üstlenip babayı saf dışı bıraktığında çocuğun baba ile olan ilişkisine olumsuz yönde etki etmektedir. Yapılan araştırmalarda da baba çocuğun bakımında rol almadığı zaman çocuğun kendini birey olarak kabul etmesinin zorlaştığı ve sosyal iletişim becerilerinin zayıf olduğu gözlemlenmiştir.

Tüm bunlar dikkate alındığında çocuk üzerinde eşit derecede sorumluluk üstlenmek hem çocuk hem de ebeveynler açısından en sağlıklı durumdur.

Share

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir