Doğum izniniz sona erdi. İşe geri döneceksiniz. Çocuğunuzu kreşe ya da bakıcıya emanet edeceksiniz. Ve çocuğunuzun tepkisinden korkuyorsunuz. Aslında bunu yaşayan tek siz değilsiniz. Anne evden çıkarken uzanan kollar, bacağınızdan “gitme” diye tutan o minik eller..
Size bağlanan çocuğunuzun gösterdiği bu direnç, protesto çok normal. Zamanla sabah evden çıktığınızda akşam geri döneceğinizi anlayacak ancak şu anda bunun için çok erken.
Çocuklar yabancılarla değil, bağ kurdukları aman geçirmeyi severler. Anneleri, babaları, kuzenleri, büyükanne-babaları, dayıları, halaları, teyzeleri… Kendilerine bakarak kişiyle bağ kurup güvenmeleri gerekir.
Yapmanız gereken bakan kişi ile çocuğunuzun arasında bağ kurulmasına yardımcı olmak. İşte bu süreci kolaylaştıran 12 öneri:
1. Bağlanmasını kolaylaştırın.
Bebekler, çocuklar sizsiz alışamazlar. Siz evden çıktığınızda üzülmesini engellemenin tek yolu, bakan kişiye alışmasını sağlamak. Sizin gidişinizi protesto edecek, ancak bakan kişi onu rahatlatmaya hazır olmalı. Bu ağlama kısa sürmeli. Eğer 15 dakikadan uzunsa, kendini bakan kişinin yanında rahat hissetmek istemiyor demektir.
Peki iyi bir ilişkiyi nasıl sağlayacaksınız?
Öncelikle, siz yanlarındayken keyifli zaman geçirmelerine izin vereceksiniz. İkincisi, bakan kişiye çocuğunuzun yanında ilginizi, sevginizi göstererek. Üçüncüsü, bakan kişinin çocuğunuzla beraber fotoğrafını mesela buzdolabına asın. Ve çocuğunuz yanınızdayken sıklıkla bu fotoğrafla konuşun. Misal: “… bak ellerini nasıl da kendi yıkıyor, inanamazsın” gibi… Dördüncüsü, bakan kişiden bahsederken heyecanlı, ilgili davranmalısınız.
2. Bu yeni durumda rahat etmesini sağlayın.
Bazı sabahlar ya da her sabah bir süreyi birlikte geçirin. Çocuğunuzun hem bakan – ilgilenen kişiye hem ortama, diğer çocuklara alışmasına yardım edin. Onlarla zaman geçirmeye başladığı zaman da geri çekilmeyi deneyin.
3. Kısa ayrılıklarla başlayın.
Alıştığına, bağ kurduğuna emin olduktan sonra ikisini kısa sürelerle yalnız bırakın. “Görüşürüz” deyip çıkın, ağlaması biter bitmez de geri dönün.
Kısa süreli ayrılıklarla başlarsanız, çocuğunuzun gittikten sonra eve döneceğinize daha kısa sürede inanır. Bu süreyi zamanla uzatabilirsiniz. Ancak o ağlarken dönmemeye gayret edin. O zaman ağlayarak sizi eve geri getireceğine inanabilir.
4. Bir rutin oluşturun.
Ona bir kitap okuyun, sarılın, çok sevdiğinizi söyleyin ve ne zaman eve döneceğinizi anlatın ve bakan kişinin kucağına verin. Sonra da “Ben seni seviyorum, sen beni seviyorsun. Güzel bir gün olsun. 3’te geleceğim ya da seni alacağım.” Her gün rutine sadık kalın.
5. Bir eşyanız onunla olsun.
Eğer bir eşyanızı ona verirseniz, fular gibi, kendini onunla daha rahat hissedebilir. Siz gider gitmez onu yere atarsa da şaşırmayın! Kendisine bakan kişiye tam olarak bağlanamayan çocuk, ebeveyn yokluğunda böyle bir eşya olsa dahi rahat hissetmez.
6. Olan biteni anlamasını sağlayın
Evet belki tam cümleler kuramıyor, her kelimeyi söyleyemiyor ancak her leyi anlıyor. Olanları anlatırsanız daha çabuk adapte olur.
“Önce sana bir hikaye anlatacağım. Sonra … seni kucağına alacak. Ben sana görüşmek üzere diyeceğim ve işe gitmek üzere yola çıkacağım. Sen ….’nın kucağındayken birbirimize el sallayacağız. Sonra siz senin çok sevdiğin bir şarkıda dans edeceksiniz. Üzgün olabilirsin ancak müzik sana kendini iyi hissettirecek. İşim bittiği zaman, saat ..’te geleceğim. Anne her zaman geri gelecek.
7. Saklanarak gitmeyin.
İşte o zaman ayrılık kaygısı artar. Onun yerine deyin ki:
“Biliyorum gitmemi istemiyorsun. Ancak tam şu saatte geleceğim. Birbirimize el sallayacağız ben giderken… “
Ve sonra gidin. Geri dönüp ağlayan çocuğunuza sarılma isteğinizi bastırmaya çalışın. Size el sallaması haftalar sürebilir ancak siz her gün sallamaya devam edin. Endişelerinizi, stresinizi ona yansıtmayın.
8. Çocuğunuzla ilgilenen kişiye onu nelerin rahatlatacağını anlatın.
Çocuğunuzun kendisiyle evde ya da kreşte ilgilenen kişiyle rahat hissetmesi çok önemli. Onu sadece susturmaya çalışan değil, ona güven veren biri olması gerek. Onu oyalamaya çalışmak iyi bir yöntem değil. Bir de şu gerçek var ki, kreşteki görevliler, öğretmenlerin ilgilenmesi gereken başka çocuklar da var.
Çocuğunuzun duygularını çoğunlukla sizin yanınızdayken geceleri, hafta sonları gösterecektir. Onunla ilgilenen kişinin, anne-baba gittiğinde de yapacak güzel şeyler olduğunu göstermesi önemlidir. Bunu beraber planlayabilirsiniz. Bazı çocuklar suyla oynamayı sever, bazıları dışarıyı izlemeyi, bazıları dans etmeyi… Bu kişinin, çocuğunuzu iyi hissettiren şeyin ne olduğunu bulduğundan emin olun. Siz gittiğinizde diğer çocuklara eğlenceli bir oyun kurgulaması ve çocuğunuzun da buna katılmak için sabırsızlanması bu ağlamaları azaltır.
9. Söylediğiniz saatte dönmeye gayret edin.
Eğer söz verdiğiniz saatte dönmezseniz bu işleri ileride daha zorlaştırabilir. Sözünüzü tutmadığınızı düşünmesine neden olabilirsiniz.
10. Her zaman döneceğinize inanmasına yardımcı olun.
“Giden her şey – herkes yok olmaz, ger gelir.” Saklambaç oynayın, bir eşyayı saklayın ve bulmasını isteyin.
- Oyuncağın yatağın altında mı?
- Yok, orada değilmiş.
- Bir de buraya bakalım. Ah işte, burada!
11. “İnsanlar beni seviyor” kitabı hazırlayın
Sevdiği herkesin fotoğrafının olduğu bir albüm oluşturun. Siz, babası, büyükanne-babalar, amcalar, halılar, dayılar, teyzeler, kuzenler ve bakan kişi/ öğretmen… Önce siz yanlarındayken baksınlar birlikte. Birçok çocuk anne-babanın yokluğunda böyle albümlere bakarak rahatlar.
12. Birlikteyken sevginizi, ilginizi bol bol hissettirin
Gün sonunda uzun bir duşa, sıcak bir kahveye ihtiyaç duyabilirsiniz. Ancak çocuğunuzun da sizinle zaman geçirmeye ihtiyacı var. Gergin, onu sakinleştirmenizi bekliyor. Bol bol gülün, gerginliği, endişeyi gülerek atmasını sağlayın. Uyku öncesinde bol bol sarılın.
Bakıcı ya da kreş…Çocuğunuzun sıcak, çocuklarla rahat iletişim kurabilen, kendini güvende hissettiren birine ihtiyacı var. Kreş seçmeden önce araştırın, akademik şartları bir kenara koyup, çocukların mutlu olduğu, sosyalleştiği bir yeri tercih edin. Araştırmalara göre gün boyu kreşte olan çocukların stres hormonları evdekilere oranla daha fazla. Çocuklar kendileriyle ilgilenen kişiye daha çok bağlandıkları zaman stres hormonları azalıyor, evdekilere yakın oluyor. İşte bu da kreş seçiminin ne kadar önemli olduğunu gösteriyor.