Ülkemizde çalışan annelerin ayrıcalıklı hakları bulunur. Kadınların, özellikle annelerin çalışmaya teşvik edilmesi, ellerindeki iş gücü potansiyelini doğru değerlendirerek hem kendileri hem toplum için faydalı işler yapması için oluşturulan bu kanunlar, çalışan anneleri koruyan kanunlardır.
Bu kanunlar arasında en çok bilineni doğum iznidir. Doğumdan önce ve sonra 8’er hafta olmak üzere toplam 16 haftalık bir izin, anne adayının hakkıdır. Bebek sayısı birden fazlaysa bu süreye iki hafta daha eklenerek annenin bebekleriyle rahat bir süreç geçirmesi sağlanır. Bir diğer bilinen kanun, süt iznidir. 4857 sayılı İş Kanunu, 1 yaşından küçük çocuğu olan annelerin günde 1.5 saat süt izni olduğunu söyler. Memurlarda bu süreler değişir. Süt izni ve doğum izni haricinde izin uzatmak isteyen anneler, yarım gün çalışma dönemi ya da izin uzatma ile evde kalmaya devam edebilirler. Bu dönem, ücretsiz izin kapsamında değerlendirilir.
İş sahipleri, arkada çaresiz şekilde bırakılmış bir bebek olduğunu düşünerek doğum yapan kadınları işe alma konusunda tereddüt yaşarlar. Oysa çalışan annelerin iş gücü önemlidir. Öncelikli olarak, gelişmiş sağduyuları ve sahiplenme duyguları ile işe daha sıkı sarılır ve sorumluluklarını daha hızlı şekilde yerine getirirler. Bu nedenle annelerin istihdamda öncelikli tutulması önem taşır. Halihazırda bir şirkette çalışmakta olan ve hamile kalan kadınların hakları ise kanuni açıdan korunur. Bu nedenle eğer anne olmayı düşünüyorsanız çalıştığınız şirketin insan kaynakları departmanı ile haklarınız konusunda kanuni sınırların detaylı olarak belirtildiği bir görüşme yapmanız gerekir. Yapılan görüşmeler, her iki tarafı da rahatlatacağı gibi anneyi güvence altına da alacaktır.
Ev ile iş hayatı arasındaki denge sağlandıktan sonra çalışan anne olmanın zorlukları, çocuğun bir gülümsemesiyle aşılan zorluklardır. Hem aile hem çocuk için mutlu bir hayatın temelleri böylece atılır.